18 Şubat 2009 Çarşamba

Bütün TÜRK'ler Kardeştir!

Ey Tanrı Dağları'nda doğup bu acunda at koşturan şanlı akıncı, yüreklerinde ozanların kopuz çaldığı Dede Korkut ruhlu bilge, bir günde devlet yıkıp bir gecede hanlık kuran yiğit çeri, bengü taşlar yazdıran Bilge Kağan'ın torunu, gök mavisi bayraklarla kurt başlı sancakları göklere çektiren alp kişi, korkaklara Çin Seddi'ni yaptıran Mete Han'ın ve onların sarayını kırk kişiyle basan Kürşad'ın soyundan gelen yüce TÜRK, sözüm sanadır.

Bugün dünyadaki birçok millet henüz ortada yokken biz TÜRKler devlet kuruyor, bu dünyanın düzenini sağlıyorduk. Binlerce yıl öncesinde Hunlar ve Göktürkler ile Türk adını tüm acuna duyurmuş ve dünya egemenliğine kavuşmuştuk. Mavi gök çadırımız, güneş de bayrağımız olmuştu. Gücümüzü yalnızca kılıcımızın keskin, bileğimizin de güçlü olmasından almıyorduk; yüce töremiz, inancımız, devletimize bağlılığımız ve eşsiz kültürümüz bizi diğer milletlerden üstün kılıyordu. Kaşgarlı Mahmud Atamız da, "Tanrı’nın devlet güneşini Türk burçlarında doğurduğunu ve onların üzerine göklerin bütün ışıklarını döndürmüş olduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını verdi ve onları yeryüzüne ilbay kıldı." diyerek Türklüğün kutluluğunu bin yıl öncesinden bize bildirmişti.

İkinci Göktürk Devleti'nde TÜRK soylu bütün kişiler tek bayrak altında toplanmıştı ve sonrasında Türk göçleriyle kandaşlar acunun farklı bölgelerine yayılmaya başladı. Birbirinden ayrı düşen soydaşların aralarındaki mesafeler, Rusların, Çinlilerin ve sayısız düşmanların bizleri bölmek için yaptıkları çalışmalarla arttı. Ruslar "Siz TÜRK değilsiniz. Siz, Kırgız, Azeri, Özbek, Kazak, Tatar...'sınız." dediler ve önce kutlu dilimizi parçaladılar. Her Türk lehçesi için uydurma birkaç kural oluşturup, onları ayrı ayrı diller durumuna getirdiler. Ağzımızdaki ana sütü kadar ak olan Türkçemizi bölüp, yirmiden fazla parçaya ayıran Ruslar, binlerce yıllık töremizi ve kültürümüzü de yozlaştırmak için ellerinden geleni yaptılar.

Türk dünyası üzerinde oynanan bütün oyunlar, Türklük güneşini her geçen gün soldurdu. "İl gider, töre kalır." dedik, fakat töremiz de bozuldu. Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Tataristan, Gagauzya, Yakutistan, Çuvaşistan, Başkurdistan...'daki Türklerin bir kısmı, Türk olmadıklarını söyleyenlere inandılar ve bunlar bugün dünyada yaşayan 300 milyona yakın soydaşından habersiz yaşamaya başladılar. Bu yabancılaşmalar sonucunda Türk illeri "yabancı ülkeler" haline geldi. Fakat doğru sözü, Bilge Kağan'ın bengü taşlarında arayanlar, atamızın 1300 yıl önce bize şöyle seslendiğini göreceklerdi: "Ey Türk budunu, üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir?"

Bütün ayrılıklar, gönüllerimizdeki Türklük aşkını yıpratmadı, tam tersine yüreklerimizdeki bu büyük ateşi daha da alevlendirdi. 1990'lı yılların başında soydaşlarımızın bağımsızlığına kavuşmasıyla, kutlu TÜRK birliğine kavuşacağımız gün, düşlerimizi süslemeye başladı. Bugün, sömürgeci devletlerin göz diktiği yurtlarımızı korumanın ve TÜRK adını binlerce yıl daha yaşatabilmek için gelecek kuşaklara taşıyabilmenin tek yolunun, bütün TÜRKlerin aramızdaki kutlu kardeşliğin farkına varması ve bu temelde birleşmeyi sağlaması olduğu anlaşılmalıdır. Bu yüce ülkü, biz TÜRKler için geleceğin anahtarı, yurtlarımızın güvenliği için Türk gücünün ve bağımsızlığımızın ilk adımıdır.

Türk dünyası içinde yaşayan Türkler olarak, kimimiz Oğuz, kimimiz Kıpçak boyundanız. "Sen kimsin?" diye sorduklarında, "Türk men." diye yanıtlamış kandaşlarımız ve "Türkmen" olarak kalmış adları. Kimimiz Gök Oğuzlar'dan gelen "Gagauz" Türklerindeniz. Oğuz Türkleri atlarıyla Anadolu'ya gelmiş; fakat Kırgız Türkleri atlarını kesip yediği için atalarımızın yurdu olan Tanrı Dağları'nda kalmışlar. Baş kurt biziz, Kazak yine biz. Biz, bir kere ölüp Ergenekon'da bin defa dirilen Göktürkler'iz! Biz, aynı kazanda pişen aş; aynı kökte büyüyen koca bir ağacın dallarıyız.

Atalarımız Altaylar'da oturup, Ötüken'de savaşmış; Isık Göl gibi kımız sağıp, Ala Dağlar kadar et yığmışlar. Toylar düzenleyip, ana yurdu şen kılmışlar. Fakat zamanı geldiğinde bir ölüp, bin dirilmeyi görev bilmişler. "Rahat yatakta ölmek acep olmaz mı çile, / Kanlı sınır boyları bize mezar olmalı." düşüncesiyle hareket edip, demir dağları eriterek, damarlarımızdaki asil kanın bugünlere dek taşınmasını sağlamışlar.

Şimdi, binlerce yıldır saklayıp bugünlere taşıdığımız töremizi, dilimizi, soyumuzu, yani bütün Türklük değerlerimizi gelecek kuşaklara aynı gücüyle ve saf bir biçimde aktarabilmek için, bu yüzyılda yaşayan TÜRKler olarak bizlere çok büyük görevler düşüyor. Eğer bir gün Tanrı Dağları'nın tepesinde Oğuz Kağan'ın otağına girip, onun otağında oturan Kürşad gibi nice erlerin önünde diz vurabilmeyi düşlüyorsak, atalarımızdan devraldığımız kurt başlı sancağı taşımayı hak edebilmeliyiz. Eğer Altaylar'ın başında uluyan bir kurt veya ana yurdun üstünde süzülen bir kartal olmak istiyorsak, önce bir kurt kadar yol gösterici ve bir kartal kadar keskin görüşlü olmalıyız.

Yüce Tanrı, Türk dünyasındaki kardeşlik bağlarının güçlenmesini ve kardeşliğimizin gücüyle Türklük ruhunu sonsuza kadar yaşatabilmemizi sağlasın.

Tanrı, TÜRK'ü korusun!

Atatürk'ün Yazdığı 2 Şiir

BİR ASKERİN MEZARINA

Şurada, kabrin üzerinde konulmuş bir,
Beyaz taş var, onun altında bayraklar
Temevvüç ederken, kelleler uçuşurken...
Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt
İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir
Asker yatıyor...
Onun hâbı istirahate çekildiği şu
Makberin üzerine rüfekası eşki teessür döktüler.
Kadınlar dümü rizi mâtem oldular. İhtiyarlar
Nâle eylediler, çocuklar ağladılar.
Şu söğüt ağacının nim setreylediği senin
Mezarın üzerine bir zırh başlık ile kılıç hak,
Olunmuştur. İşte orası o kahramanı muhteremin
Câyi istirahatidir. Ne mutlu ki, hâki pâye vatan
Ona nâilini intizar olmuş!...



· Harbiye talebesi iken yazmıştır

HAKİKAT NEREDE?

Gafil, hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karatıda şafak
Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin.

Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları
Doğudan çıkan biz
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz
Türk sadece bir milletin adı değil,
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri
Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,
Hakikat nerede ?

ATATÜRK'ÜN HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN 30 ŞEY

1. "ATA" LAFINI SEVMEZDİ

"Atatürk" hitabını ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Başkanı bir konuşmasında kullanmış, Mustafa Kemal de çok beğenerek soyadı olarak almıştı. Kendisine " Ata " diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı.

2. EN SEVDİĞİ YEMEK

Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayati boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama cani istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi.

3. EN BÜYÜK HAYALI DÜNYA TURUNA ÇIKMAKTI

Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi.

4. BAŞUCU KİTABI "ÇALIKUŞU" YDU

Binlerce kitabi vardı. Ama bunların arasında bir tanesini hayati boyunca hatta cephede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin'in ünlü Çalıkuşu" romanını hep yanında taşır, her gün rasgele bir yerinden açar, birkaç sayfa okurdu.

5. KABUL SALONUNDA Kİ AT YAVRUSU

Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. "Fox" adini verdiği köpeği, Gazi`nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti.

6. TAM BİR SALON ADAMI

En sevdiği dans valsti. Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu. Klasik Bati müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi.

7. GÖMLEKLERİNİN TÜMÜ BEYAZDI

Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre`de özel olarak dikilirken sonra yerli malı kullanma kampanyasına öncülük edebilmek için Beyoğlu`nda bir terziye diktirilmeye başlanmıştı.

8. DOLABINDA LACİVERT'E YER YOKTU

Takım elbiselerinin tasarımlarını hep kendisi çizerdi. Lacivert takım giymeyi sevmezdi.

9. ÖLÇÜLERİ

Boyu 1.74 idi. Hayatinin son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığının ilerlemeye başlamasıyla 46'ya kadar düşmüştü. 43 numara siyah rugan ayakkabı giyerdi.

10. RUMELİ ŞİVESİ

Özenli ve temiz bir Türkçe konuşurdu. Ancak bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz ederdi.

11. HAZİN BİR HİKAYE

Hayatında bir dönem çok önemli yer tutan Mustafa Kemal`in evlenmesinden sonra hayatına trajik bir şekilde son veren Fikriye Hanim`in mezarının nerede olduğu bilinmiyor.

12. CUMHURBAŞKANLIĞINDAN SIKILIYORDU.

Hayatinin çoğunu geçirdiği savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak geçirdiği yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor, çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünüyordu.

13. PAPA`NIN TEMSİLCİSİNE ELBİSE

Kıyafet Kanunu çerçevesinde tüm din adamlarının dini kıyafetleriyle sokağa çıkmaları yasaklanınca, Monsenyör Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milaslı eliyle bir koleksiyon hazırlattı.

14. KENDİSİ TIRAŞ OLMAZDI

Sabah kahvaltılarıyla arası hiç hoş değildi. Yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanin üzerine bağdaş kurarak oturur, günün ilk kahvesini sigarasını içerdi. Bir özelliği de kendi kendine tıraş olmamasıydı.

15. DÜZEN TAKINTISI VARDI

Evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi.

16. HOŞGÖRÜLÜ LİDER

Köylünün birinin gazete kağıdına sardığı tütünü içmeye çalışırken eli yanmış, "Alın bunu kendi içsin" diyerek Atatürk`e küfretmişti. Mahkemeye çıkarılacaktı. Atatürk olayı dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceğinize doğru dürüst sigara içmesini temin edin" dedi.

17. SİGARA PAZARLIĞI

Hastalığının başlangıcında kendisini muayene eden Dr.Fissinger günde kaç paket sigara içtiğini sormuş, Atatürk "sekiz" demişti. Doktor bunu günde bir pakete indirmesi gerektiğini söyleyince gülümseyerek cevap vermişti :" Ben zaten bir paket içiyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacağım".

18. "BU NASIL HALKÇILIK?"

Bir sabah milletvekilleri ile trene binmişti. Kondüktörün milletvekillerinden bilet parası almamasına şaşırmış nedenini sormuştu. Trenin milletvekillerine bedava olduğunu örgenince epey sinirlenmiş, "Ne de güzel halkçılık ama" demişti.

19. "LAİKLİK ADAM OLMAKTIR!"

İlk mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlamadığını söyleyince Gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap vermişti : "Adam olmak demektir hocam, adam olmak! "

20. KURBANLARI BAĞIŞLARDI

Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz böyle durumlarda sırtını döner yada kesilmelerini engellerdi.

21. YABANCI DİLE MERAKI

Askeri lisede öğrenmeye başladığı Fransızca'yı sonraki yıllarda geliştirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardı. Konuşurken araya Fransızca sözcükler de eklerdi.

22. FASULYESİNE POKER

Kumardan hoşlanmaz ama arkadaşlarıyla fasulyesine poker oynardı. Oyun sonunda kazandıklarını iade ederdi.

23. KAN GÖRMEYE DAYANAMAZDI

Cephelerde düşmanla göğüs göğüs'e savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı.

24. KULAKLARI DUYAN TEK KİŞİ

Fransız tarihçisi Herriot Ankara`ya geldiğinde Gazi`nin kulaklarının duyuyor olmasına şaşırmış anılarında bunu espirili bir dille anlatmıştı :"T.C`de bir tane kulakları duyan kişi var onu da Cumhurbaşkanı yapmışlar".

25. BİR RİCASI

Bir gün halk arasında dolaşırken kara çarşaflı bir kadına rastlamış, "Hafız Hanım benim hatırım için başındaki örtüyü açar mısın ?" diye sormuştu. Kadın çarşafını açarak, Atatürk' ün ellerini öptü.


* Ali Kılıç; Kemal Arıburnu, Ayyaldız Matbaası- Ankara 1960 ‘Atatürk Anekdotlar, Anılar’, s: 197 )

26. BİLARDO VE YÜZME

Sportmen kişiliği vardı. Her gün at biner , yüzmeye gider ve bilardo oynardı.

27. EN BAŞARILI DERS.

Eğitim hayatı boyunca en basarili dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayati boyunca sürdü.

28. YAĞCILARA GEÇİT YOK

Yağcılara çok kızardı. Bir akşam sofrasında kendisine gereksiz şekilde iltifat eden Abdülhak Hamit`e müdahale etti.

29. SON YILBAŞI GECESİ

1937`yi 1938`e bağlayan son yılbaşı gecesini Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ile baş başa geçirmişti. O gece dolabındaki bazı elbiseleri bakana hediye etmişti.

30. KÖŞKTEKİ GÜVERCİNLİK

Kuşları çok severdi. Çankaya Köşkü`nde özel bir bakicinin ilgilendiği güvercinliği vardı.

KRONOLOJİ

1915 Yılı
  • 20 Ocak 1915 Mustafa Kemal, Sofya'dayken 19. Tümen
  • Komutanlığına atandı.
  • 19 Şubat 1915 İngiliz ve Fransız kuvvetleri, Çanakkale'yi topa tuttu.
  • 25 Şubat 1915 Mustafa Kemal'in komutasındaki 19. Tümen, Fransız ve İngilizlerin Çanakkale'yi topa tutması üzerine Eceabat Bölgesine gönderildi.
  • 18 Mart 1915 İstanbulu ele geçirmek için Çanakkale Boğazını geçmeye çalışan, İtilaf Devletlerine karşı, 18 Mart Boğaz Muharebesi Zaferi kazanıldı.
  • 23 Mart 1915 Limon Von Sanders, Çanakkale'yi savunmak için kurulan, 5. Ordu komutanlığına getirildi.
  • 25 Nisan 1915 Çanakkale Boğazından geçmeleri engellenen İtilaf Devletleri, Arıburnu'na asker çıkardı. Mustafa Kemal, tümeniyle düşman birliklerini Conkbayırında durdurdu.
  • 25 Nisan 1915 İngiliz ve Fransız kuvvetleri, Çanakkale'ye ilk çıkarma harekatını başlattı.
  • 30 Nisan 1915 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal'e madalya verildi.
  • 1 Mayıs 1915 1. Dünya Savaşı sürerken, Arıburnu Türk kuvvetleri yeniden düzenlendi.
  • 1 Mayıs 1915 Mustafa Kemal, Arıburnu Grubu Komutanlığı'nı üstlendi.19. Tümen'in ilk hazırlıklı taarruzu gerçekleşti.
  • 10 Mayıs 1915 Başkomutan Enver Paşa, Mustafa Kemal'in bölgesini denetledi ve takdirlerini bildirdi.
  • 17 Mayıs 1915 Mustafa Kemal, Arıburnu Bölgesi Komutanlığı'ndan ayrılıp, 19. Tümen Komutanlığı'na döndü. (Arıburnu Komutanlığı'nı 1 Mayıs'ta durumun gereği olarak üstlenmişti).
  • 24 Mayıs 1915 Çanakkale' de bir günlük ateşkes anlaşması yapıldı.
  • 1 Haziran 1915 Mustafa Kemal, Albaylığa yükseltildi.
  • 8-9 Ağustos 1915 Mustafa Kemal, Anafartalar Komutanlığı'na atandı.
  • 10 Ağustos 1915 Mustafa Kemal, bizzat idare ettiği taarruzla, Anafartalar cephesinde düşmanı geri attı. I. Anafartalar Zaferi kazanıldı.
  • 17 Ağustos 1915 Mustafa Kemal, Anafartalardan sonra Kireçtepe'de de zafer kazandı.
  • 19 Ağustos 1915 Mustafa Kemal, 16. Kolordu Komutanı oldu. (Aynı zamanda Anafartalar Grubu Komutanı)
  • 21 Ağustos 1915 Mustafa Kemal, II. Anafartalar Zaferi'ni kazandı.
  • 24 Ağustos 1915 Başkomutan Enver Paşa, Anafartalar Grubu bölgesini denetledi.
  • 27 Ağustos 1915 Kayacıkağılı Muharebesi gerçekleşti.
  • 28 Ağustos 1915 Mustafa Kemal, Anafartalar Grubu'nda yeni düzenlemeler yaptı.
  • 10 Aralık 1915 Harbiye Nezareti emrine giren Mustafa Kemal, Çanakkale Cephesi'nden ayrıldı.
  • 19 - 20 Aralık 1915 Düşman birlikleri, Arıburnu ve Suvla'yı gizlice boşalttı. (Savaş 8-9 Ocak 1916'da tamamiyle sona ermiştir)

  • 1916 Yılı
  • 9 Ocak 1916 Müttefik Kuvvetleri, Çanakkale'den çekildi.
  • 14 Ocak 1916 Mustafa Kemal, Edirne'de 16. Kolordu Komutanlığına atandı.
  • 16 Şubat 1916 Ruslar, Erzurum'u işgal ettiler.
  • 3 Mart 1916 Bitlis, Muş, Van ve Hakkari Ruslar tarafından işgal edildi.
  • 15 Mart 1916 Mustafa Kemal, Edirne'den Diyarbakır'a kaydırılan 16. Kolordu komutanı olarak Doğu Cephesinde göreve başladı.
  • 1 Nisan 1916 Mustafa Kemal, Miralaylığa (Tümgeneral) yükseltildi.
  • 7-25 Nisan 1916 Mustafa Kemal, Doğu'da Rusların saldırısını püskürttü.
  • 28 Nisan 1916 Irak Cephesindeki savaşlarda, Kutülamare bölgesinde, beş aydır kuşatma altında olan İngiliz birlikleri, teslim oldu.
  • 7-8 Ağustos 1916 Bitlis ve Muş, Ruslardan geri alındı.
  • 17 Kasım 1916 10. Türk Kolordusu, Makedonya Cephesine geldi.
  • 11 Aralık 1916 Manastır, İtilaf Devletleri'nin eline geçti.

  • 1917 Yılı
  • 17 Şubat 1917 Mustafa Kemal, Hicaz Seferi Kuvvetler Komutanlığına atandı; ancak bu görevi kabul etmedi.
  • 7 Mart 1917 Mustafa Kemal, Diyarbakır'daki 2. Ordu Komutan Vekilliğine geçici bir süre için atandı.
  • 11 Mart 1917 İngilizler Bağdat'ı ele geçirdi.
  • 16 Mart 1917 Mustafa Kemal, Diyarbakır'daki 2. Ordu Komutanlığı'na asıl olarak atandı.
  • Haziran 1917 Yıldırım Ordular Grubu kuruldu.
  • 27 Haziran 1917 Yunanistan, İtilaf Devletleri yanında savaşa girdi.
  • 5 Temmuz 1917 Mustafa Kemal, Halep'teki 7. Ordu Komutanlığı'na atandı.
  • 17 Temmuz 1917 Rus Çarı, çıkan ayaklanma sonunda iktidardan çekildi. Sosyalistler, Sovyet Hükümetini kurdu.
  • 9 Eylül 1917 Avusturya Macaristan Hükümeti Mustafa Kemal'e, ikinci rütbe harp alameti Askeri Liyakat madalyası verdi.
  • 20 Eylül 1917 Mustafa Kemal, 7. Ordu Komutanı sıfatıyla, memleketin ve ordunun durumunu açıklayan tarihi raporunu İstanbul'a gönderdi.
  • 6 Ekim 1917 Mustafa Kemal 7. Ordu Komutanlığı'ndan istifa ettiğini bir yazı ile Enver Paşa'ya bildirdi.
  • 9 Ekim 1917 Rusya'da yeni bir ayaklanma çıktı. Sosyalistler Bolşevik Hükümeti'ni devirerek, 1. Dünya Savaşından çekildiler. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kuruldu.
  • 15 Ekim 1917 7. Ordu Komutanlığı'ndan ayrılan Mustafa Kemal, 2. Ordu komutanı sıfatıyla, izinli olarak İstanbul'a döndü.
  • 9 Aralık 1917 İngilizler, Kudüs'ü işgal etti.
  • 15 Aralık 1917 Mustafa Kemal, Veliaht Vahdettin ile Almanya'ya gitti.
  • 16 Aralık 1917 Mustafa Kemal'e "Birinci Rütbeden Kılıçlı Mecidi Nişanı" verildi.

  • 1918 Yılı
  • 19 Şubat 1918 Mustafa Kemal, Alman İmparatoru tarafından, birinci rütbeden Kılıçlı Cordon ve Prussu nişanı ile taltif edildi.
  • 4 Temmuz 1918 Vahdeddin Padişah oldu.
  • 7 Ağustos 1918 Mustafa Kemal, Filistin'de bulunan 7. Ordu Komutanlığı'na ikinci defa atandı.
  • 16 Ağustos 1918 Mustafa Kemal Paşa, Halep kuzeyinde bir savunma hattı kurmaya çalıştı.
  • 1 Eylül 1918 7. Ordu Komutanlığı görevine başladı.
  • 19 Eylül 1918 Filistin Cephesi'ndeki, Yıldırım Ordular Grubu, İngilizlerin taarruzunu durduramadı. İngilizler Suriye'ye doğru ilerlediler.
  • 26 Eylül 1918 7. Ordu, Şam doğrultusunda yürüyüşe geçti ve akşama doğru Der'a bölgesinde toplandı.
  • 29 Eylül 1918 7. Ordu, Şam'ın güneyine çekildi.
  • 29 Eylül 1918 Bulgaristan, Selanik Ateşkes Antlaşması ile savaştan çekildi.
  • 30 Eylül 1918 Bozguna uğrayan Yıldırım Ordular Grubu, 7. Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa'nın gözetiminde derlenip toparlandı.
  • 1 Ekim 1918 7. Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, bölge valileri ile danışma toplantısı yaptı.
  • 1 Ekim 1918 Beyrut bağımsızlığını ilan etti.
  • 3 Ekim 1918 Yıldırım Ordular Grubu, Halep'e doğru çekilmeye başladı.
  • 3 Ekim 1918 Bölgedeki Arap halkı, İngilizlerin kışkırtmasıyla ayaklandı.
  • 4 Ekim 1918 Mustafa Kemal Paşa'nın Karargahı, Halep'e getirildi.
  • 5 Ekim 1918 Mustafa Kemal Paşa, 7. Ordu'yu yeniden düzenlemeye başladı.
  • 8 Ekim 1918 Talat Paşa kabinesi görevinden çekildi.
  • 8 Ekim 1918 Mustafa Kemal Paşa, Arapların düşmanca hareket ve propagandalarına karşı yeni tedbirler aldı.
  • 11 Ekim 1918 Hükümeti kuramakla görevlendirilen Tevfik Paşa, görevden affını istedi.
  • 14 Ekim 1918 Hükümeti kurma görevi, Ahmet İzzet Paşa'ya verildi.
  • 14 Ekim 1918 Fransız savaş gemileri, İskenderun'u bombaladı.
  • 16 Ekim 1918 4. Ordu kaldırıldı. 7. Ordu takviye edildi.
  • 20 Ekim 1918 İngiliz, Fransız ve Amerikan Temsilcileri, Lazkiye'de geçici bir hükümet kurdu.
  • 26 Ekim 1918 Mustafa Kemal'in komuta ettiği 7. Ordu Birlikleri, İngilizlerin taarruzunu Halep'in kuzeyinde, bugünkü sınırlarımız üzerinde durdurdu.
  • 28 Ekim 1918 Yeniden düzenlenen, Yıldırım Ordular Grubu, Halep'in kuzeyine çekildi.
  • 30 Ekim 1918 Yıldırım Ordular Grubu Komutanı Mareşal Liman Von Sanders'in,veda mektubu yayımlandı.
  • 30 Ekim 1918 Mustafa Kemal Paşa, Yıldırım Orduları Grup Komutanı oldu.
  • 30 Ekim 1918 1. Dünya Savaşını, Osmanlı Devleti için, sona erdiren Mondros Mütarekesi Limni adasında imzalandı.
  • 31 Ekim 1918 Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşından mağlup olarak çıktı. Mondros Mütarekesi yürürlüğe girdi.
  • 2 Kasım 1918 Enver, Talat ve Cemal Paşalar, beraberindekilerle birlikte, bir Alman gemisi ile yurttan ayrıldılar.
  • 3 Kasım 1918 İskenderun'a gelen bir İngiliz ve Fransız subayı, İskenderun'a kuvvet çıkarılacağını bildirdi. Mustafa Kemal Paşa bunu reddetti.
  • 3 Kasım 1918 Musul, İngilizler tarafından işgal edildi.
  • 4 Kasım 1918 Bir Fransız alayı, Uzunköprü - Sirkeci demiryolunu işgal etti.
  • 5 Kasım 1918 Kars'ta, "Kars İslam Şurası" kuruldu.
  • 5 Kasım 1918 İttihat ve Terakki Fırkası kendi kendisini kapattı.
  • 5 Kasım 1918 Mustafa Kemal Paşa, Mondros Ateşkes Antlaşması hakkındaki görüşlerini, bir raporla Başkomutanlığa bildirdi.
  • 7 Kasım 1918 Yıldırım Ordular Grubu kaldırıldı. Mustafa Kemal Paşa, Harbiye nezareti emrine alındı.
  • 8 Kasım 1918 Ahmed İzzet Paşa, sadrazamlıktan istifa etti.
  • 9 Kasım 1918 Çanakkale Boğazı'nın iki yakası, İngilizlerce işgal edildi. Çanakkale'ye bir İngiliz Müfrezesi çıktı. Daha sonra 20 Kasım'da, Rumeli Yakası Fransızlara devredildi.
  • 9 Kasım 1918 İngilizler, İskenderun ve Antakya'ya asker çıkardı.
  • 10 Kasım 1918 Mustafa Kemal, Adana'dan trenle İstanbul'a hareket etti.
  • 10 Kasım 1918 İstanbul'da "Garbi Trakya Cemiyeti" kuruldu.
  • 11 Kasım 1918 Ahmet İzzet Paşa'nın istifası üzerine, Tevfik Paşa yeni Osmanlı Hükümetini kurdu.
  • 13 Kasım 1918 İtilaf Devletleri donanmaları ile Yunan savaş gemileri, İstanbul önüne demirledi.
  • 13 Kasım 1918 Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'nın kaldırılması üzerine, İstanbul'a geldi.
  • 15 Kasım 1918 Mustafa Kemal Paşa, Vahideddin ile görüştü.
  • 21 Kasım 1918 Mustafa Kemal, Fethi Bey (Okyar) ile birlikte, Minber gazetesini çıkardı.
  • 29 Kasım 1918 Milli Kongre, İstanbul'da toplandı.
  • 30 Kasım 1918 1. Kars Milli İslam Şurası toplandı.
  • 1 Aralık 1918 Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi kuruldu.
  • 3 Aralık 1918 Urfa'da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.
  • 4 Aralık 1918 Vilâyet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti, İstanbul'da kuruldu.
  • 6 Aralık 1918 İngilizler, Kilis'i işgal etti.
  • 7 Aralık 1918 Fransızlar, Antakya'yı işgal etti.
  • 10 Aralık 1918 Trabzon'da Milli Mücadeyi destekleyen İstikbal Gazetesi yayın hayatına başladı.
  • 11 Aralık 1918 Bir Fransız - Ermeni taburu Dörtyol'u işgal etti.
  • 17 Aralık 1918 Tarsus, Ceyhan ve Adana, Fransızlar tarafından işgal edildi.
  • 19 Aralık 1918 Bahçe, Islahiye, Hassa, Mamure ve Osmaniye, Fransızlar tarafından işgal edildi.
  • 19 Aralık 1918 İşgalcilere karşı ilk direniş, Hatay Dörtyol'da başladı.
  • 21 Aralık 1918 İstanbul'da, "Kilikyalılar Cemiyeti" kuruldu.
  • 21 Aralık 1918 Meclis-i Mebusan feshedildi.
  • 24 Aralık 1918 İngilizler Batum'u işgal etti.
  • 24 Aralık 1918 İlk Yunan savaş gemisi, İzmir açıklarında görüldü.
  • 26 Aralık 1918 2. Ordu birlikleri, Pozantı'ya değin Adana'yı boşalttı.
  • 27 Aralık'ta Pozantı işgal edildi.





  • KRONOLOJİ

    1913 - 1914 Yılları

  • Ocak 1913 İttihatcılar, sadrazam Kamil Paşa'yı uzaklaştırarak yerine Mahmut Şevket Paşa'yı getirdiler.
  • 30 Mayıs 1913 1. Balkan Savaşı sonunda Balkan Devletleri ile Londra Antlaşması imzalandı.
  • 11 Haziran 1913 Sadrazam Mahmut Şevket Paşa bir suikast sonucu öldürüldü.
  • 12 Haziran 1913 Said Halim Paşa sadrazam oldu.
  • 21 Temmuz 1913 Mustafa Kemal, Kolordu Kurmay Başkanı olduğu Bolayır Kolordusu ile, 1. Balkan Savaşlarında kaybedilen Edirneyi geri aldı.
  • 29 Eylül 1913 Balkan Savaşları sonunda Bulgaristan ile İstanbul Antlaşması imzalandı.
  • 27 Ekim 1913 Mustafa Kemal, Sofya Askeri Ateşesi oldu. Aynı gün Fethi Okyar ise Sofya Büyükelçisi olarak atandı.
  • 14 Kasım 1913 2. Balkan Savaşı'ndan sonra, Yunanistan ile Osmanlı Devleti arasında Atina Antlaşması imzalandı.
  • 3 Ocak 1914 Enver Paşa, Ahmet İzzet Paşa'nın yerine Harbiye Nazırı oldu.
  • 1 Mart 1914 Mustafa Kemal, Yarbaylığa yükseltildi.
  • 13 Mart 1914 Osmanlı - Sırbistan arasında İstanbul anlaşması imzalandı
  • 1 Ağustos 1914 1. Dünya Savaşı başladı.
  • 4 Ağustos 1914 Mustafa Kemal, Sırbistan Askeri Ateşeliğine atandı.
  • 3 Kasım 1914 Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti.
  • 5 Kasım 1914 İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti.
  • 11 Kasım 1914 Osmanlı Devleti, İttifak Devletleri yanında 1. Dünya Savaşı'na girdi.
  • KRONOLOJİ

    1881 - 1912 Yılları

  • 19 Mayıs 1881 Mustafa Kemal, Selanik'te doğdu.
  • 1893 Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiyesi'ne başladı.
  • 1896 Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi'ne girdi.
  • 1898 Sivil Polis, Polis Müfettişliği, Süvari Polisi hizmetleri başlatıldı.
  • 1899 Deniz Polisi hizmetleri başlatıldı.
  • 13 Mart 1899 Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi'ni bitirerek, İstanbul'da Harp Okulu Piyade Sınıfına girdi.
  • 10 Şubat 1902 Mustafa Kemal, Harp Okulu'nu teğmen rütbesiyle bitirerek, Harp Akademisi'ne girdi.
  • 11 Ocak 1905 Mustafa Kemal, Kurmay Yüzbaşı olarak Harp Akademisi'nden mezun oldu.
  • 5 Şubat 1905 Mustafa Kemal, Şam'da bulunan 5. Orduya atandı.
  • 1906 Atina Olimpiyatları'nda Yorgo Alibrantis adlı Türk, Dünya Rekoru kırdı. (1896 yılında yapılan ilk olimpiyata katılan ilk Türk Deliormanlı Koç Mehmet Pehlivan'dır.)
  • 1906 Mustafa Kemal, Şam'da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdu.
  • 1907 Mustafa Kemal gizlice Selanik'e geçip, orada da, Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'nin bir şubesini kurdu.
  • 20 Haziran 1907 Mustafa Kemal, Kolağası (kıdemli yüzbaşı) oldu.
  • 20 Eylül 1907 Mustafa Kemal, Selanik'teki 3. Orduya atandı.
  • 1908 Türkiye Olimpiyatlarda ilk kez resmi olarak temsil edildi.
  • 1908 Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti (Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi) Selim Sırrı Tarcan tarafından kuruldu.
  • 22.Haz.08 Mustafa Kemal, Selanik - Üsküp (şark) Demiryolları müfettişliğine atandı.
  • 23 Temmuz 1908 İkinci Meşrutiyet ilan edildi.
  • 17 Aralık 1908 İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra, Meclis-i Mebusan açıldı.
  • 1908 Mustafa Kemal, Almancadan Osmanlıcaya çevirdiği, Berlin Askeri Üniversitesi eski müdürlerinden General Litzmann'ın, "Takımın Muharebe Talimi" kitabını yayınladı.
  • 13 Nisan 1909 31 Mart Olayı oldu.
  • 15-16 Nisan 1909 Mustafa Kemal, 31 Mart (13 Nisan) Olayı üzerine, ayaklanmayı bastırmakla görevli Hareket Ordusu'nun kurmay başkanı olarak, Selanikten İstanbul'a hareket etti.
  • 22 Temmuz 1909 1879 yılında kurulan Zaptiye Nezareti kapatılarak, İstanbul Vilayeti ve Emniyet Umumiye Müdüriyeti Teşkilatına dair kanun kabul edildi ve Dahiliye nezaretine bağlı Emniyet Umumiye Müdürlüğü kuruldu.
  • 6 Eylül 1909 Mustafa Kemal, Selanik'te 3. Ordu Piyade Subay Talimgahı Komutanı oldu.
  • May.10 Mustafa Kemal, Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa'nın kurmaybaşkanı olarak, Arnavutluk harekatına katıldı.
  • 13 Ocak 1910 Mustafa Kemal, Selanik 3. Tümen kurmay başkanlığına atandı.
  • 17-21 Eylül 1910 Mustafa Kemal, Fransa'da yapılan Pikardi manevralarına Türk Ordusu temsilcisi olarak katıldı.
  • 1911 Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti, Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyeliğine kabul edildi.
  • 13 Eylül 1911 Mustafa Kemal, geçici olarak Trablusgarb Tümeni Kurmay başkanlığına atandı.
  • 29 Eylül 1911 İtalyanlar, Trablusgarp'ı ele geçirmek için Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti.
  • 5 Ekim 1911 Mustafa Kemal, Tobruk'ta ve Derne'de, İtalyanlara karşı savunma ve oyalama savaşlarına katıldı.
  • 27 Kasım 1911 Mustafa Kemal, Binbaşılığa yükseltildi.
  • 8 Aralık 1911 - 24 Ekim 1912 Mustafa Kemal, Bingazi - Derne - Tobruk Bölgesinde, yerli halkı örgütleyerek, İtalyan kuvvetlerine karşı, başarılı direnişlerde bulundu.
  • 5 Mayıs 1912 Stokholm Olimpiyatlarında stadyumlarda ilk kez Türk Bayrağı dalgalandı.
  • 8 Ekim 1912 Balkan Savaşları başladı. Mustafa Kemal, Bolayır'da kurulan kolordunun hareket şubesi müdürlüğüne getirildi.
  • 15 Ekim 1912 Trablusgarp Savaşı sonunda, Osmanlı Devleti ile İtalya, Uşi Barış Antlaşması'nı imzaladılar. Trablusgarp ve Bingazi, İtalyanlara bırakıldı.
  • 8 Kasım 1912 Yunanlılar Selanik'i işgal etti.
  • 25 Kasım 1912 Mustafa Kemal, Çanakkale Boğazı Kuvayı Mürettebesi Harekat Şubesi Müdürlüğü'ne atandı.
  • 28 Kasım 1912 Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti.
  • 1 Aralık 1912 Mustafa Kemal, Gelibolu'ya gitti.
  • 15 Şubat 2009 Pazar

    Tarih Boyunca Türk Soyağacı